13 Ekim 2009 Salı

PARMAK

Gök yarılmak üzereydi?
Neredeyse dökecekti
sinesinde barındırıp
saf haline getirdiği suyu

Gök bekliyordu
senin sinendekini dökmeni
Yağmıyordu yağmur,
nefretini kusmanı bekliyordu.

Bu din,bu vatan, bu topraklar
Tutmaz bağrında nefreti,kini
Toprağın bağrında çiçekler açmaz,
Hepsi ayrı bir şiir olur.

Yardı havayı bir parmak
sallandı ulu orta
kustu kelimeleri,
dudaklar eşlik etti.

Versem mana bin mana çıkar
Sana sorayım, gösteririm...
Oysa senin cemalin
Ay gibi doğmuş gönlüme

Bu topraklar gibi,
benim sinem de kin tutmaz.
Başladı ardından bir yagmur
tuttu temizledi toprağı.

4 Ekim 2009 Pazar

Bu tarihe bir not düşmek lazım gelir. 3 ekim cumartesi

Yol aynı yol, binilen araç aynı ,Sen gene aynı sen,ben gene aynı ben.
Sen beni gene görmezden geldin.Bense sessizce seni izledim.Suskunluk ikimizin en iyi konuşma şekli.Zaten farklı bir şeyde beklemiyorum artık senden.Susman en güzeli ,vereceğin selam dostane olursa onu ben nasıl alabilirim.Uzattığın el arkadaşca olursa onu ben nasıl tutabilirim.Söylermisin DE...
Susgunlugun gerçekten güzel.Bu suskunluk bir gün bitecek vede ben o güne kadar bekleyeceğim.Artık yüreğinin sesini duy, ben susabilirim ama yüreğinin sesini daha ne kadar sustura bilceksin.