22 Ekim 2007 Pazartesi

BU HALİME DİYECEK BİR SÖZÜN VAR MI ?

Beklemek o kadar yorucu ki bir bilsen, hele de umut yoksa bu bekleyişte.Düşünceler,hayaller ,gerçekler öyle bir karışmıştır ki beyninin içinde ve sen neyin hayal neyin gerçek olduğunu bile bilemezsin.Yaşarsın sırf sadece yaşaman gerektiği için ama yaşarken de direnemezsin hayata. Kendini bırakıvermişsindir hayatın rüzğarına seni sürükler durur.Küçük de olsa bir yerlerden tutunmak istemezsin.Yaşamın anlamı yoktur içinde.Dünyadaki tüm renkler silinmiştir.Kendini bir boşlukta hissedersin.

Gönlündeki boşluğu gidermek içinde bir şeyler yapmaya çalışırsın.Uğraştıkca daha büyük bir boşluğa düşersin.En son ne hale düştüm oysa tuta bilirdin ellerimden.Tuta bilirdi arkadaşın omuzlarımdan ne sen ne de o sadece seyretmekle yetindiniz.

Başta söylemiştim ya düşünceler, hayaller kafamın içinde bir birine karıştı diye.Önceleri bir hayel di.Hep ertelemeye çalıştım.Gün geldi. İstemesem de gerçekleşiverdi. Seni görmeye 15 ekimde gene geldim.Varmısın yokmusun diye.Sen vardın hiç olmadığın kadar.Geliverdin o en güzel bakmaya doyulmaz halinle aldın gene benden beni.Yapmalıyım dedim ruh halimi ona göstermeliyim dedim(o benim bahanem sevgi dilenmek aslında yaptığım).Bekledin ışıklarda araban henüz gelmemişti.Sen beklerken ben geçtim yanınfan ieet otobüsüyle en önde camdan seni seyrediyordum.Duruvermişti zaman benim için kaçırdın gene gözlerini benim kaderim gibi kapkara olan gözlerini.Sanki seni birkaç saniye değil bir yaşam boyu görmüştüm.Ama gene de doyamadım sana bakmaya indim ilk durakta ve geri geldim sen hala bekliyordun.Belli bir uzaklıkta seni tekrar seyrediyordum.Duruverdi bir araba ve bozdu hayallerimi sen bindin gittin beni gördün mü görmedin mi pek de umramda değil ben seni gördüm ya.Yapmalısın i... dedim.Göstermelisin ona ruh halini ....

(16 ekim)Zaman döndü ve bir gece daha gün oluver di.Gelmişti beklediğim an Göstercektim sana ruh halimi(bu ablamın dediği gibi sevgi dilenmek).Giydim üstüme eski bir elbise ,paçaları dizime kadar yırtık bir kısa pantolon. inatla basmıştım topraga çıplak ayakla.Cebe ne gerek sallanıyordu aşağıya doğru ,Pantolonun paçaları dize kadar lime limeydi.ve ben üşüyordum akşam üzeri çıplak ayagımla topraga basıyordum.Belki tanıdık geçer diya şapkayla yüzümü gizlemeye çalıştım.Ve elimde bir kartona yazılmış yazı sen servistin inince takacaktım boynuma

HİÇ EYLEDİN BENİ DE....

yazıyordu.Ama olmadı o gün sen gelmedin.Ben döndüm geri karmakarışık duygularla ve bir geceyi daha gün ettim.17ekim günü gene aynı yerde aynı halde seni bekledim.Bu gün gösterecektim sana ruh halimi elbisem gibi param parça olmuş ruh halimi.Ama sen gene gelmedin, gelmedin.Belkide beni bu halde görmeni istemedi seni de beni yaratan yüce mevlam.
18 ekim perşembe günü geldim iş yerine .Çagırdım arkadaşını konuşmak için Atamak için beynimde ki düşünceleri,Biraz da olsa rahatlamak istiyordum.Gelemedi seni çok seven arkadaşın bir adım öteye ve ben gene kaldım karışık duygularla yürüdüm yol boyu seni düşüne düşüne istemeye istemeye gene karar aldım sana göstermeliyim ruh halimi diye .Düşüncelerimi bir kamyon şoforü bozuverdi.uzamış sakallarıyla kafasını camdan çıkarmış bağırıyordu.İnsan karşıdan karşıya geçerken araba varmı diye bakar diyioydu.
dedim; vursaydın dayı...
o çekip gitti..
ben se gene düşüncelere daldım attığım elbiseleri attıgım yerden torbaya koydum gene. Gösterecektim san ruh halimi .

Gittim ablamın yanına dertleşmek için.Anlatınca kızdı benim bu yaptıgıma kendini kandırıyorsun.Bu yaptıgın sevgi, dilenmek,kendini acındırmaktan başka birşey degil.
ben de biliyordum ama kendimi kandırmak daha basitti.

Bir insan bu hale niye düşer.Çok sevmekten mi yoksa sapkınlıktan mı bilmiyorum.
Ama bildiğim bir geçek var oda seni çok sevdiğim vede dünyalara bedel olduğun.Sırf bunun için sana verdiğim sözde duracagım.Unuta bilirsem ne ala unutamazsam sevdanla öleceğim.

İ.G

13 Ekim 2007 Cumartesi

YÜREĞİMİM İSYANI

Kırmak istiyorum yüreğimdeki duyguların zincirini
Hergün bir halka daha daralıyor.
Ben hergün biraz daha boğuluyorum.
Bana acımayan bu hayatın için de


Alıp gitmek istiyorum başımı,
Ama nereye bilemiyorum
Kalmışım yapayanlız.
Duygularımla baş başa


her kelime, hercümle,
İsminin her harfi
Yüreğime batan bir hançer
Dayanamıyorum artık ben bu acıya

Son bulur bu acılar
Biter hissedilen duygular.
Geçince bir ip boyna
Sallanınca bir ağaçtan.

İ.G

6 Ekim 2007 Cumartesi

DÜŞ MÜ GERÇEK Mİ?

Dün gece seni düşüm de gördüm.Hayaller için de bir peri kızı misali değil.Olduğun gibi ama bir rüyadan çok öte sanki gerçek,gerçekten çok öte.Anlatayım sen karar ver ne kadar gerçek olduğuna belki de konuşamadıklarımızı konuştuk.

Ben bekliyorum sokağınızın başın da seni her zaman beklediğim gibi sen babanla işten geliyorsun.Tam kapıdan girerken benim farkına varıyorsun.Vaz geçiyorsun kapıdan girmekten ve bana dogru geliyorsun.Senin gelişinden önce çekiniyorum ve gitmek için bir iki adım atıyorum biliyorum ki senin beni benden alan kara gözlerine bakmaya ben dayanam.Dur diyiyorum ne olacaksa olsun ve vaz geçiyorum gitmekten.Üzerinde sarı bir tişörtle geliyorsun(oysa siyah seni daha bir güzel kılıyor).Senin bana kızacagını düşünüyorum ama ses tonun o kadar nazik ki anlatamam ve içidem diyiyorum beni sevemese bile bana hala saygı duyuyor.

İrfan daha ne kadar geleceksin anla artık benden sana sana hayır yok ,hayır gelmez diyiyorsun.Seni yakından görmek o kadar güzel ki Helede kara gözlerini Tamam Derya diyiyorum inan bir daha gelmeyecegim.Senin karşına bir daha çıkmayacağım ama son defa bana kara gözlerinle bir bakarmısın ve sen iki defa kara gözlerinle bana bakıyorsun.Tokalaşıp yanın dan ayrılacaken.Derya diyiyiyorum arada bu sayfayı okursun deyip sana bu sayfanın adresini veriyorum.Gülerek tamam okurum diyiyorsun.

Sonrası malum herdüş nasıl sona ererse bende uyanıveriyorum.Keşke ömür boyu uyusamda düşümde hep seninle beraberolsaydım.

eser

İnan bir günüm daha geçti sensiz, sessiz ve anlamsız.Baksaydın iş yerinin penceresinden bir mecnun görürdün.Kendinden geçmiş ne yaptığını bilmeyen sadece vede sadece içinde küçükte olsun bir umutla yaşayan mecnun görürdün.Aslın da mecnun demekte yanlış olur.Taşa nasıl heykel tıraş şekil verirse sende beni bir heykeltıraş misali yontun ve tamamlamadan bir köşeye bırakıverdin.Bıraktığın köşede de unutuverdin.Ben senin yarım bıraktığın eserinim.


Gel ve beni tamamla .........